Akıllı İnsanların Oyunu "Go" :)
Go tahta üzerinde oynanan iki kişilik
bir strateji oyunudur. Go çok eski bir oyundur. Çin kökenli olmasıyla
birlikte bütün Doğu Asya'da tanınır ve oynanır. Oyunda siyah ve beyaz
renklerdeki küçük ve yuvarlak taşlar kullanılır. Oyuna siyah başlar. Sırası
gelen oyuncunun kendi taşını oyun tahtasındaki mümkün olan bir yere
yerleştirmesiyle oyun devam eder. Tahtaya konulan taşlar esir alınmadığı
müddetçe oyun sonuna kadar hareket etmezler. Tüm taşlar aynı değere sahiptir
ancak birbirleri arasındaki stratejik konum oyunun yapısını belirler. Oyun
sonunda en çok alana sahip olan oyuncu oyunu kazanmış olur.
Oyunun temel amacı şöyle bir benzetmeyle
açıklanabilir: İki general bir bölgeyi kontrol altına almak istemektedir. Bunun
için ilk önce gözetleme kuleleri dikerler ve sonra da kendileri için güvenli
bir pozisyon kurmaya çalışırlar. Oyunun amacı rakibi tamamen ortadan kaldırmaktan
veya taşlarını esir almaktan çok onun karşısında avantajlı bir konuma geçmek,
kendi taşlarınızla mümkün olabildiğince çok alanı kontrol altında tutmaktır.
Go, kuralları çok basit olmakla birlikte
oldukça karmaşık bir oyundur. Go oyununda satrançtaki gibi
taşların hareket kabiliyetleri sınırlı olmadığından bir taşı oynayabileceğiniz
çok fazla yer vardır. Satranç oyununda ilk yarım hamle için 20 olasılık ,
ikinci yarım hamle için 20, tam hamle (bir beyaz bir siyah) için 400 olasılık
vardır. Go oyununda ise ilk taş (siyah) için 361 olasılık , ikinci taş (beyaz)
için 360 olasılık, toplam 129.960 olasılık vardır. Hamle çeşitliliği o kadar
çoktur ki bir go oyuncusunun ustalaşma evresi ömrünün sonuna kadar sürebilir.
Go'da hesaplı hareket etmek (strateji)
önemli olsa da, oyunun tek önemli noktası değildir. Go, insanı düşündüren
yönüyle meditasyona ilham verebilir, hatta insanın iç dünyasına
bir ayna tutarcasına kendi kişiliğini ve dahası karşısındaki rakibin kişiliğini
daha yakından tanımasına yol açar. Go birçok atasözünün çıkış noktası olmuştur,
çünkü go hayatın gerçeklerini minyatür halde yansıtmaktadır.
II. Dünya Savaşı'nda ABD'nin savaşa giriş sebebi olan Pearl Harbor Saldırısı'nın, şaşırtıcı etkisi ve
tahribatının arkasındaki soğuk mantığın temelinde basit bir go manevrası
(yalnız olan taşa saldır) olduğu bilinen bir gerçektir.
« Satrancın Barok
kuralları ancak biz insanlar tarafından icat edilebilecekken go’nun kuralları o
kadar nezih, organik ve kati bir şekilde mantıklıdır ki eğer evrenin başka
yerlerinde akıllı yaşam formları varsa nerdeyse kesinlikle go
oynuyorlardır. »
(Uluslararası Satranç Ustası, Edward
Lasker)
Go ve Felsefe
Gonun felsefi yönünü ve kültürel
değerini açıklayan çeşitli efsaneler vardır. Bu efsanelerden birine göre eski
zamanlarda yaşamış bir Çin kralı oğluna disiplini, konsantrasyonu ve ruhsal
dengeyi öğretmek için bu oyunu icat etmiştir. Kralın oğlu büyüyünce büyük bir
go oyuncusu olmakla kalmayıp aynı zamanda dengeli bir kişiliğe sahip bir kral
olmuştur. Diğer bir efsaneye göre eski Çin generalleri savaş alanını zihinlerinde
daha iyi canlandırabilmek için yanlarında bir adet tahta ve çok sayıda taş
götürüyorlardı ve oyunun kökeni de bu yönteme dayanıyordu. Bu efsanelerde gonun
iki temel özelliğine vurgu yapılmaktadır; kendini, kişiliğini geliştirmek ve
iki olgunun çarpışmasını resmetmek... Go hakkındaki efsaneler çoğu kez, Taoizm'den
kaynaklanan ve go oyununun da temel güçleri olan Yin ve Yang'a
da değinirler.
Go sadece mantıkla kavranabilecek bir
oyun değildir. Onun karmaşık ve derin yapısını anlamak için kuvvetli iç güdüler
ve çok fazla tecrübe gereklidir. Bu noktada go Budizm'in
"mantığa dayanan bir aydınlanma sadece aldatıcı bir aydınlanmadır"
felsefesiyle de uyuşmaktadır.
Go oyununda aşırı cesaret ile korkaklık,
güvenlik ile risk, saldırı ile savunma arasında (aslında temeli Uzak Doğu dinlerine
dayanan) mükemmel bir denge vardır. Go ile diğer batılı oyunlar arasındaki en
belirgin fark (satrançdaki mat olgusu gibi) tamamen kazanma veya rakibi tamamen
yok etme diye bir durumun olmamasıdır. Kazanan oyuncunun diğer oyuncudan farkı,
tahta üzerindeki alanların büyük miktarına egemen olmasıdır. Kaybeden oyuncu
tamamen yok olmuş değildir, sadece diğer oyuncudan daha az alan kontrol
etmektedir.
« Savaşmak, go
oyununda anahtar olarak değil, sadece en son çare olarak kullanılır. »
|
|
(Zhong-Pu Liu, 1078 yılı, Song Dönemi)
Go ve Bilgisayarlar
IBM'in geliştirmiş olduğu Deep Blue bilgisayar
satranç sistemi, en sonunda 1997 yılındaki bir maçta Dünya Satranç Şampiyonu Garry Kasparov'u
yendi. Elbette ki bu durum, Deep Blue her insandan daha "güçlü"
şeklinde basitleştirilebilir; ancak şunu söyleyebiliriz ki; yeryüzünde ancak
bir avuç insan Deep Blue'yu alt edebilecek yetilere sahiptir. Buna karşılık,
günümüzde mevcut olan en güçlü Go programını yenebilecek insan sayısı
milyonlarla ifade edilmektedir (Bilgisayar dünyası Go oyunu ile 40 yıldan uzun
bir zamandır tanışıyor). Madalyonun öbür yüzünde ise, günümüzdeki programcılar
en iyi dereceleri olan 10 kyu seviyesini geliştirmiş olmaları ile
övünebiliyorlar. 10 kyu ile, yani bir amatör dan oyuncusu derecesinden neredeyse
bir düzine "taş" daha zayıf seviye ile (Seviyeler arasındaki her sayı
farkı 1 "taş" olarak kabul edilir. Örneğin 1 dan, 2 kyu seviyesinden
2 taş yüksektir).
Bilgisayarların oynadığı Go'daki
gelişimi izlemek, beraberinde bilgisayarlar için düzenlenen Go turnuvalarının
ve yarışmaların başlamasını da getirmiştir. Bunlar arasında en ünlüsü,
1.600.000 dolarlık Ing Ödülü'dür hiç kuşkusuz. Bu devasa ödül, profesyonel bir
Go oyuncusunu yenebilecek programın tasarımcısına Ing Chang-Ki Wei-Chi Eğitim
Fonu tarafından 1985-2000 yılları arasında vaat edilmiştir. Ancak bu süre
zarfında kimse ödülü kazanacak tasarımı gerçekleştirememiş ve önceden
belirlenen limit sonunda, vaat edilen ödül de ne yazık ki kaldırılmıştır.
Günümüzde bu ödülün süresinin uzatılması hâlâ ümitle beklenmektedir. Çünkü, hiç
kuşku yok ki bu tip büyük ödüllerin varlığı araştırmalar için önemli bir itki
görevi görecektir.
"Bir bilgisayarın insanı Go'da alt
etmesi belki yüzyıl alır -belki daha fazlasını" diyor oyunun
hayranlarından biri olan astrofizikçi Dr. Piet Hut ve ekliyor; "Makul
bir zekâya sahip birisi Go oynamayı öğrendiğinde birkaç ay içinde tüm
bilgisayar programlarını yenebilir. Bunun için Kasparov olmak zorunda
değilsiniz." Buna paralel olarak, bir emekli kimya profesörü olan Dr. Chen
Zhixing ise "Go en yüksek düzeydeki entelektüel oyundur" diyor.
Dr. Zhixing, uluslararası yarışmalarda birçok ödül sahibi olan Handtalk
programının gelişimine altı yılını adamış biri. Bu konudaki son sözü ona bırakırsak
eğer; "Go oyununda tahtada açılan şekillerin güzelliği tam anlamıyla göz
kamaştırıcı ve hamle dizileri zihni hipnotize edici bir müzik gibi etki
gösterebiliyor. Esas olan da, bilgisayarın bu görsel müziği anlayıp
besteleyebilmesini sağlamak".
Ömrümüz yeter de yapay zekâ da
yaşamımızda yerini alırsa, o zaman oyundaki gelişimin nerelere varacağı mutlak
bir merak konusu haline gelir. Kim bilir, belki de bir bilgisayarın Dünya Go
Şampiyonu'nu yenmesi yapay zekâ devriminin gerçekleştiğine dair en büyük
işaretlerden biri olacaktır.
|
Vikipedi, özgür ansiklopedi
GO ile bağlantılar :
0 yorum:
Yorum Gönder
Paylaşımların daha Yararlı Olması için Değerli Yorumlarınızı Bekliyorum
Sevgi ve esenle kalın...
Mustafa Türköz